bundan da çıkarıyorum ki, kitap okumak ruhumun beslenmesinde çok önemli bir etken.
alakalı alakasız, cümlenin içinden yakaladığın bir kelime seni alıp nerelere nerelere götürüyor.
ardından da oturup yazıyorsun.
aynı şey sinema için de geçerli.
ilham alman için tüm duyuların açık film izlerken.
ruhunun açlığını bol kepçe dolduran unsurlardan epeydir uzağım.
en son bir kaç ay önce yeşil peri gecesi'ni bitirdim ayfer tunç'tan,
kapak kızı'nın hemen ardından.
evet belki biraz "dizi film estetiğine" sahipti he ikisi de,
ama güzeldi, etkileyiciydi.
kapağı kapattım, kaldım.
o günden beri de kitap okumuyorum.
filedelfiya hikayeleri-yeşim erdem bana yarenlik ediyor, çantamda benimle her yere gelerek.
umutluyum yakında başlayacağım.
böyle kitaplarla ilgili yazınca aklıma bir şey geldi ama yazılmaz, ayıp.
biz ayıpçılık yapmayalım, daha çok okuyalım daha çok yazalım.
öperins!