2009'a girerken içim nası kötüydü anlatamam.
böyle bir felaketler silsilesi yurdu ve dünyayı saracak,
ekonomik krizler tavan yapacak, bir meteor dünyaya çarpacak falan gibi hissetmiştim.
yanılmışım, o yıl 2012 imiş.
2010'a girerken, yaşadıklarından ders alan biri olarak hiç bir hissim yok.
içim kıpır kıpır falan da değil.
27 senedir yapmadığım gibi milli piyango bana çıkarsa nasıl deliririm konulu tezim üzerinde de çalışmıyorum.
sadece yarın işten erken çıkıp akşama istanbul'a varabilme ve akşama tıka basa yeme hayallerindeyim.
yatağa yattığım an günün muhasebesini yapmaya fırsat bulamadan uyuyakalmam gibi, yeni seneye girerken de geçmiş seneye ilşkin değerlendirme yapma adetim yok.
ama madem modayı yakından takip ediyoruz, yazalım bir kaç satır.
2009'da iş aynı, evlilik aynı.
aynı olmakla birlikte ikisi de çok güzel.
daha yaratıcı olabileceğim bir iş pek tabi daha güzel olabilirdi ancak elimizdekiyle yetiniyor ve seviniyoruz pollyanna ve ben.
gitmek istediğim yerlere gittim 2009'da..
ispanya hayal kırıklığı ama ne yalan söyleyeyim şimdi düşününce kötü de değilmiş be!
tüm yakın çevremin hayran olduğu kaş'a -antalya'da 4 sene oturmama rağmen hiç gitmediğim kaş'a- da gittim bu sene.
boşa gitmemeşim..
sonuçlarını haziran ayında doğuracak.
bir de 2009'un en önemlisi hakkı tabi.
beklemediğim bir anda gelen hakkı.
düşününce içime mutlulukla birlikte endişe saran hakkı.
alacağın olsun hakkı!
tanjevic kaç senedir tüm mağlubiyetlerin ardından "hedef 2010" demeseydi biz de 4 senedir hedef 2010 der miydik bilemiyorum.
geçen zamanda 2010 için tüm hedeflerimize ulaştığımızdan, elde bir hedefimiz yoktu, hakkı oldu iyi oldu.
ee benim de 2010 için beklentim de hakkı olsun o zaman!
hakkının coşkusuyla hepinizi yeni yıl münasebetiyle daha bir içten öpüyorum.
yeni yılda da hep hoş kalın!