13 Ocak 2009 Salı

bu yazı rebecca hall'a adanmıştır!

evet itiraf ediyorum blog; seni kandırmaya çalıştım, ama yemedin. aferim! kendi kendimi kendimle izlemem yetmiyormuş gibi bir de yabancı bir kişi gibi izleyip objektif bakabilite yaratmak için izleye bastım ama yemedin. uyanıksın vesselam..
her ne ise konumuz bu değil sevgili blogmatelerim.
sonunda vicky, cristina ve barselonadan oluşan woody allen filmine teşrif ettim. değerlendirmelerimi pek tabi ki yapacağım.
ama önce filmden önce sinema salonundaki genel havadan bahsedeyim.
gençtürksel günü olmasının yanıda 17.30 matinesi olması nedeniyle ergenliğe yeni adım atmış ve atmış ama hala o yılların özlemini çeken "gençler"le bir aradaydık.
film başındaki reklamların çokluğuna sinirleneyim derken bu ergenlerin herşeye gülebilitesi olduğunu unutmuşum.
filmin başlaması ve ufak tefek cinsel çağrışımların başlamasıyla kıkırdamalar başladı.
içimden 100'e kadar saydım ve izlemeye başladım.
filme geçmeden önce aklıma takılan soruyu yönelteyim neden christina değil de cristina wodicim?
bize gizliden gizliye bişey mi ima etmeye çalıştın?
ben bunun sırrını çözerim ama du bakalım.
film için bir güzelleme demek doğru olacak sanıyorum.
vicky'e, cristina'ya ve tabii ki barcelona'ya(c ile)yapılmış bir güzelleme.
zaten filmde javier bardem ve vikinin kocası dışında herşey güzel.
tüm kadınlar güzel daha doğrusu.
ama vikiyi oyanayan rebecca hall'ın hakkının yendiği aşikar.
başrolde olması ve karakterinin filme adını vermesine rağmen;ne afişte ismi tepede ne de film yorumlarında adı geçiyor.
ben rebecca'nın hakkını yedirmem arkadaş. kız güzel (ben scarlett'den daha çok beğendim), oyunculuğu başarılı. peki neden ikinci planda?? filmin adı "maria elena cristina barcelona" olsaymış o zaman wodicim?!? hem kafiyesi de süper! gelemiyorum böyle haksızlıklara. mesleksel bir problem sanırım.
filmin adındaki ve afişindeki haksızlık dışında herşeyini pek beğendim. diyaloglar, görüntüler, woody allen tarzı ince espriler film hiç bitmese dedirtti bana.
kelimelerin kullanılışındaki ustalık mükemmmeldi.
filmde anlatıcının olması da hep hoşuma gitmiştir zaten.

armut piş ağzıma düş felsefesiyle hayatını idame ettiren türk gençliği, film esnasında yaptıkları yüksek ses yorumları ve gülüşmeleriyle filmi grup seksi anlatan saçma bir film olarak algıladılar farkettim.
üzüldüm.
önemsemedim.

şarkılara bayıldım. özellikle de Giulia y Los Tellarini'den barcelonaya..
tekerleme gibi.

bu arada javier bardem'den ve penolope'den de bahsetmeden geçmeyeyim. histerik maria elena ve ayarcı juan antonio rollerinde ikisi de çok başarılıydı. juan adının tesadüfen verildiğini düşünmüyorum tabi ki :))

ayyy ne çok yazmışım, sıkıldım.
öperins!

4 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

ne komiksin..Bir anlatışın var ki, ciddiye almakla gülmek arasında gidip geliyorum.Bir gün beraber genç turkcell film seansı yapalım..

Allegra'nde dedi ki...

yapalım Burcu ablacım :)))
beni ciddiye alırken gülebilirsin, hoşuma gider :))

Adsız dedi ki...

of bu fılme cok gıtmek ıstıyorum ben bu scarlet'e hastayım da :)
öö o seansa ben de gelcem :))

Allegra'nde dedi ki...

armada sahillerinde bekliyorum :)