21 Eylül 2010 Salı

kirpiklerimin gölgesi

alıp, başlayıp, yarıda bıraktığım kitapların sayısı sol el parmaklarımın sayısına ulaştığında çözüm olarak yeni bir kitap alıp ona başlıyorum.
aslına bakılırsa kısır bir döngüye dönüşmesi gereken durum, kırılma noktası yapacak kitabın bulunmasıyla çözüme kavuşuyor.
şans müziği, korkma ben varım, istanbul hatırası gibi okumaya ve bitirmeye can attığım ama nedendir bilinmez bir türlü okuyamadığım kitaplarıma beni yeniden kavuştursun diye cumartesi günkü d&r ziyaretimde, daha önce bir pazar ekinde tanıtımını okuduğum şebnem işigüzel-kirpiklerimin gölgesi'ni aldım.
11 yaşında annesini öldüren bir çocuğun hikayesi, yeni anne olmuş ve oğlu tarafından öldürülmemesi için neler yapması gerektiğini merak eden biri için ilginçti.
dün akşam başladım bu iç karartıcı, sarsıcı kitaba.
şebnemcim sen buna roman demişsin ama bu bildiğin balyoz!
45 sayfa okudum ve o kadar üzüldüm ki, kitabı geceleri değil gündüz yolculuklarım sırasında okumaya karar verdim, aksi takdirde kabus görmem içten değil.
ben ki ruhsuz olmaya meyilli biri olarak bu derece etkilendiysem kitaptan, duygusal kişiliklere asla tavsiye etmiyorum.
durduk yere işkence bünyeye zarar.
öte yandan böyle binlerce çocuk olduğu gerçeği ise kitabı unutsam bile unutamayacağım bir husus.
sevgiye muhtaç tüm çocukları, hissetmeleri umuduyla öperins!

Hiç yorum yok: