6 Nisan 2009 Pazartesi

kaçanlar ve sıçanlar!

iki gün istanbul'a kaçtık diye herkes kaçmış bakıyorum da!
şimdi ben buraya kaçan kaçana yazdım ya cinaslı kafiyeye alışkın huyumla sıçan sıçana yazasım da geldi.
ama türkçe işte bu; büyük abdestini yapan kişiyle bir hayvana aynı kelimeyi layık görür, yazarın yazabilitesini kısıtlar.
en temiz duygularımla şu yandaki hayvandan bahsetiğim %99'unuzun aklına bile gelmez.
neyse şimdi konumuza dönelim.
konumuz? evet konu muz.
nihohohoy gördüğünüz gibi formumdayım.
her açıdan formda olabilemeyebilirim.
ancak yediklerim yemeyeceklerimin garantisidir.
formu bi yana bırakıp bakalım bakalım istanbul'da neler yapmışım;
bir dizi japon, yunan, ispanyol eşiliğinde sultanahmet-ayasofya-topkapı gezisi yaptım.
her bulduğum sarnıca girdim, nem kokusuyla kendimden geçtim.
baharda kalma bir günde her istanbullunun yapacağı gibi bulduğum yeşillikte güneşin tadını çıkardım.
kutsal bir görevin ifası için istinye parka gittim,
boyalıkuş yılmaz erdoğanın yeni film çekimlerine ve yekta kopan'la gece gündüz için canlı röportajına şahit oldum.
film için hazırlanmış koronun arkasına dolandım; kameralara el sallayabileyim diye.
kadraja girememişim, öyle dediler.
saat 18.30'da istinye parktan çıkıp 20 dakikada beşiktaşa vardım, bu bir mucizeymiş; bunu da dediler.
ertesi gün etilerden çanta alıp (süper bi çantacı hem uygun fiyat hem çeşitler güzel ama maalesef adını bilmiyorum) bebek'e indim,
ab'basın önünden es geçerken waffleları yediklerime saydım.
güneşten kaşınarak denizi izlerken o kadar mutluydum kii.
sonra düğün için hazırlık, 6'da yola çıkış, barbaros'ta meşale şölenini görüp aklın kalması.
peki neden kimse bana maltepe'nin başka bir şehirde olduğunu söylemedi??
düğün dönüşü caddeye gece bakışı.
pazar günü için yapılan bruch planlarını uykunun katletmesi.
ortaköye yayan yolculuk edip oturacak yer bulamayınca ankarayı ne denli ve nedenli sevdiğimizi bir kere daha anladık.
tunalı ve goptaki madolar kapandı ortaköydeki de çok geçmez kapanır, demedi demeyin.
türkücü kılıklı işletmeci, boz bulanık çaylar, kapı önündeki kötü koku çok fenaydı çook.
dönüş yolu, boğaza son bir bakış ve öpücük atmaca.
neticeten istanbul her zamanki gibi güzel, ben her dönüşteki gibi yorgun,
yeniliklere açık olmayan biri olarak yeni haftadan rahatsız.
ama mutlu..


tüm bu mutlu hava içerisnde benden kaçarak beni mutsuz eden 2 kişi kimliklerinizi tespi ettim, eğer hemen dönmezseniz polise bildireceğim haberiniz ola!
öperins!

5 yorum:

Hera dedi ki...

1-etilerdeki çantacı nerde?
2-istinye park tan beşiktaşa hangi bilinmeyen yoldan gittiniz de 20 dakikada vardınız:) ?
3-tüm bu yaptıklarınızı 24 yılda ancak yaptım! çok hızlısınız tebrikler:)

beenmaya dedi ki...

ahaha arasaydın ben söylerdim cicim. zira maltepe benim yaşadığım şehirdir :)))

bu arada biz geçenki ist.dan turundan bahsediyoruz değil mi bir taneyi daha yüreğim kaldırmaz bak ona göre...

Allegra'nde dedi ki...

sevgili Hera; çantacının yerini de tam bilmiyorum dur fişe bakayım.
-fişe bakma arası-
eti'es etiler çanta aytar cad. no:32 imiş :)
valla normal maslak istikametinden geldik, nihan abla 9'da evde olursunuz demişti :)))))
istanbul'da 3 günün olunca bu hız az bile :)

@beenmayacıııım, evet yeni bir geliş ama kızma valla arayacaktım da zamanım olmadı :(

Müge E. dedi ki...

kaçan sıçan muz ay bi kafam karıştı önce:D
ama okurkende karıştı ne çok şey sığdırmışsın 2 güne..
aslında istanbulda yaşıcan,acaip ultra mega zengin olcan ve bu nedenle çalışmana hiiiçç gerek olmıcak:D her bi yerin tadını ayrı ayrı günlerde çıkarcan..
ama talihim yok bahtım kara nidaları eşliğinde yorumumu bi zahmet bitireyim:D

Allegra'nde dedi ki...

@me hep diyorum ya tatile geleceksin istanbul'a. sonra edebi istirahatgahına dönersin :)