19 Kasım 2009 Perşembe

dahi anlamındaki "ben"! (tekrar)

yazarımız kışsal bunalmalar nedeniyle yazılarına ara verdiğinden 29.01.2009 tarihli yazısını tekrar yayınlıyor, bu durumdan dolayı okurlarından özür diliyoruz.

7 aylıkken başladım konuşmaya,
9 aylıkken mama istiyorum,
13 aylıkken "anne bu kim" dedim.
ay bazında değil de sene olarak bakıldığında 5 yaşımda tanıştım okul sıralarıyla.
hem erken başladım okula hem geç.
yaşım 5ti ama aylardan da kasımdı.
yani akranlarım anasınıfında şarkılar söylerlerken,
okul arkadaşlarım ise çizgileri, yuvarlakları çoktan çizmişlerken,
ben ahşap sıra ve tebeşirle yeni tanıştım.
evde kendi kendime okuma yazma söküp, problemleri dahice çözdüğümden değil heves ettiğim için başladım okula.
okuma ağacına ilk ben çıktım,
yakama kurdelayı ilk ben taktım.
hep benden büyüklerle okudum,
kendimi büyük sandım.
anadolu lisesi sınavına iki kere girdim.
kazandığım iptal edilince diğerini de kazanamayınca normal ortaokula gittim.
bu sayede hazırlık okuyup da öss'si de iptal edilenler kervanında adım olmadı.
5lik sistemdeki ve kredili sistemin ardındaki ilk, öysye giren son nesil oldum.
hazırlık okumadım hayatımda.
özel ders ı-ıh.
össde o kadar matematik yapıp yapmayanla aynı puan alınca sinirlendim, matematik çalışmayı bıraktım.
integralden tek formül biliyordum, öysde o çıktı.
yaptım, şanslıydım.
sınava girmeden, sınavın nasıl geçtiğini bilmeden tercih yaptım
hiç de fena sayılmayacak bir okul/bölüm kazandım.
hem de 16 yaşımda.
barlara giremezken amfilere girdim.
ally mc beal izledim büyüyünce ally olacağım diyerek.
okudum büyüdüm.
ingilizce konuştum yetmedi italyancayı ondan daha iyi konuştum.
mastera başvurdum, kazandım.
bursla italyaya gittim gezdim geldim.
işe başlayınca "itiraz ediyorum sayın yargıç" repliğinin sadece filmlerde olduğunu anladım.
pes ettim.
öyle biri oldum işte..
bunları anlattım çünkü çocukluğumdan beri "özel" olduğumu, ilerde çok başarılı olacağımı muhakkak farklı bişeyler yapacağımı düşünüyordum.
(bilmiyorum belki herkes böyle düşünüyordur.)
şimdi bakıyorum normal bir vatandaştan öteye gidememişim.
yaşım küçük (küçülüp cebinize girecek kadar değil tabi).
önümde seneler var,
biliyorum,
ama bilmem kaç yaşıma kadar içimde taşıdığım o tılsım yok.
yaptığım işe karşı hevesim yok.
zihnimi çalıştırmama beynimi kullanmama gerek yok.
dahi anlamındaki "ben"in ayrı yazılmasına gerek yok!

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Billy öldü ya.3 gün 3 gece ağladım hiç durmadan.şimdi izlesem yine salya sümük olurum.tuhaf olan Billy en sevmediim herifti dizideki.

yetişkin olmak'ın tanımı bu galiba.
içindeki herşey ölüyor.sonra yeni bişi büyüyor. kaybettiğim heyecanı geri kazanırım umuduyla 4 elle sarılıyosun içindekine :)
gtünü yerim ben onun.

Allegra'nde dedi ki...

billy kim diyecektim, o kadar uzun zaman olmuş ki izleyeli:)))

ahahaha çocuk senden korkacak kesin!

Unknown dedi ki...

yok ben onun küfürbaz çatlak teyzesi olucam. beni görünce yüzü gülücek.
en çok beni sevicek hulen.
yedirmem onu Noraya.

Evren dedi ki...

dahi anlamındaki "ben"in ayrı yazılmasına gerek yok!
;))süper