14 Aralık 2009 Pazartesi

dostum aida dedin ama bu zenci.

hakkaten de öğrenmenin yaşı yok.
ilk kez bale izlemenin heyecanını daha üzerimden atamamışken, cumartesi günü operaya da giderek sanatsal belleğimin eksik kalan kısmını da tamamlamış oldum.
bir insan 27 yaşında operaya gidiyorsa elbette ki en iyisi olsun ister.
opera denince de akıllara-en azından benimkine- aida geldiğinden, bundan iyi bir seçim olamaz diyerek biletleri aldım.
ankaralı sanatseverlerin bu denli çok olması insanı mutlu ediyor ne yalan söyleyeyim.
otopark gibi salon da tıklım tıklım doluydu.
çoğunun bizim gibi ilk kez operaya geldiği belli.
ama bazıları ilk kez gelme olayını abartıp "biz ilk kez geliyoruz da numaramızı bulamayacağız" gibi baştan yenik ve şaşkın sorularla benden yardım istedi.
tüm sakinliğim ve salonu bilmenin hafif ukalalığıyla yerlerini gösterdim.
eserin başlamasından kısa bir süre önce 4 perde olduğunu ve yaklaşık 3,5 saat sürdüğünü öğrenince hafif bir huzursuzluk olduysa da, ben bu yola başkoydum civanım nağmeleriyle süper ihtişamlı opera sahnesindeki yerimizi aldık.
burada aç parantez hemen belirteyim yıllarca aYda diye teleffuz ettiğim(iz) eser, orijinalen aİda imiş.
bunu da her perdeden önce özeti okuyan hanımdan öğrendim.
konuyu okumadan gittiğimiz ve hepimizin ayrı bir seneryo yazdığı bale fiyaskosundan sonra her ne kadar eserin özetini yanıma aldıysam da gerek üst yazı gerekse süper italyancam sayesinde anlama zorluğu yaşamadım bu sefer.
ancak bizi bekleyen diğer zorluklardan o anda haberimiz yoktu...
bu arada çok acayip; bir kural mıdır bilmem opera/bale izleyicisinin her fırsatta alkışlama isteği takdire şayan olsa da zaman zaman rahatsız edici olabiliyor.
3 saniyelik es görmeye görsün hemen şakşak!
orkestra yerini almış olduğundan ilk alkışımızı orkestra şefine patlattık.
gerek bale gerekse operaya canlı orkestranın kattığı tat inanılmaz.
müzikleri canlı olduğunu bilerek, dahası görerek dinlemek çok çok güzel.
derken perde açıldı ve aida!
leyla gencer'in hayatını ve aida'daki ihtişamını okumuş biri olarak sahnede güzeller güzeli bir aida beklerken 50sini çoktan aşmış, zayıfça bir zenci görünce gecenin ilk şokunu yaşadım.
aida'nın habeş kralının kızı olduğundan bihaber operaya gitmenin getirdiği bu şok aslında çok da acayip değil.
habeşistanın günümüzdeki adının etiyopya olduğu düşünüldüğünde, karşında aida rolünde elvan abeylegesse görsen şaşmamalısın.
mısır kralı radomes'i canlandıran, elbette kadın başrol oyuncusuna uygun yaşlıca, oldukça botokslu bir italyan bey..
bunun yanında firavun, radomes'e aşık firavunun kızı, ve aida'nın babası habeş kralı bir o kadar genç.
kimsenin fiziksel görüntüsüyle dalga geçmek istemem ama firavunun kızı amneris rolündeki sim tokyürek'in aklımızdaki opera sanatçısı formatına uygun olması prenses rolünü oynamasıyla biraz tezat olmuştu sanki.
firavunun kızını bir ödül olarak krala sunması sahnesinde de genç izleyicilerde ister istemez bir kıkırdaşma oldu, ben tabi ki ayıpladım.
böyle bir oyuncu kadrosunun olası sonucu; inandırıcılığını kaybeden karakterler ve buna kafasını taktığı için bir türlü oyunun içine giremeyen ben..
eserin cidden 4 perde olması, 3,5 saat sürmesi ve arkadakiler görebilsin diye sabit durmaktan oluşan bel ve boyun ağrılarım da cabası..
sonuç, çıkışta operanın çok ayrı bir kültür olduğu fikir birliği içinde çiftliğe gidip kokoreç yemece..
öperins!

6 yorum:

Marjo on makeup frenzy dedi ki...

heheh çok güldüm şahane anlatmışsın :) ben de sürekli alkışlama olayına uyuz oluyorum, hele bitiş alkışlama ritüeli ortalama 45 dakika sürüyor avuçlarım kızarıyor ya :S selam versin alkışlayım, süperdi diyim, gayet saygı çerçevesinde sürsün bitsin. nedir yani dakikalarca uzatmak :S kokoreç sevmediğimiz için biz ıslak hamburger yemeye gideriz kokoş opera kıyafetlerimizle :P

Allegra'nde dedi ki...

@marjo: ay bak ben kıyafet konusunu atlamışım :) biz gayet şık gittik ama kotunu giyen gelmiş. smokinle gelsinler de demiyorum ama opera cidden başka bir kültür :))
alkışçılar finalde ıslık bile çaldılar, utandım valla.
ayrıca ıslak hamburger bir istanbul geleneği olduğundan biz kokoreçle yetiniyoruz ;)

Eliza Doolittle dedi ki...

Aida Abeylegesse'ye ne guldum kuzum yahu :)

Allegra'nde dedi ki...

elizacım şimdi aida rolünü oynayan ve değerli bir sanatçı olan nilgün akkermana saygısızlık etmek istemem ama cidden görsen elvanın ablası sanki :)

Brajeshwari dedi ki...

opera makyajı olmasın o :)
bende çok güldüm bu yazına...

Allegra'nde dedi ki...

eheheheh ay tabi makyajmış. kadın sarışın renkli gözlü bir şey :))
ama hala yaşlı.