2 Kasım 2010 Salı

procrastinate now, dont put it off!*

bugünü bir yere not etmem lazım.
zira yıllardır teşhisini koyamadığım rahatsızlığımı bugün buldum.
öğrencilik hayatımda, çok istememe rağmen bir türlü oturup ders çalışamamam sorunu ruhumda derin yaralar açtı.
tembellik değildi bu.
zira içimde bir çalışma coşkusuyla masaya oturmam saçlarımı bigudilerken kendimi bulmamla son buluyordu.
zeki ama çalışmıyor çocuklarından değil de zeki ama aptal çocuklardan sayıyordum kendimi.
aptaldım çünkü kabiliyetlerimi doğru yere ve yöne yönlendirecek akla sahip değildim.
iş hayatına atılınca bu sefer de yazmam gereken dilekçeyi son güne kadar bekletmem ama sürekli onu yazmak için hayaller kurmam şeklinde tezahür etti bu aptallık.
peki ya 2003 senesinde başladığım master tezini sene 2010 olduğu halde hala yazamıyor oluşum?
evde de aynı terane, giysi dolabını büyük bir şevkle toplamak için yola çıkıp, kendini kıyafet denerken bulan ben, özensizce geri dolaba tıkılan kıyafetler.
son zamanlarda bu durum işimi etkilemeye başlayınca ciddi ciddi araştırma yapayım dedim.
dikkat bozukluğu, konsantrasyon eksikliği derken internet beni doğru tanıya ulaştırdı; procrastination!
28 yıllık ömrü hayatımda bu kelimeyi ve kavramı yeni duyduğum için ne kadar mahçup olduğumu tahmin edersiniz.
etimolojik olarak bakıldığında procrastination cras -pek tabii ki latincede- yarın, pro da yanlısı olduğundan yarınlara bırakma sevdalısı olarak tanımlanabiliyor.
procrastinatörler asla tembel olarak tanımlanamıyor zira sürekli bir eylem halindeler.

ekşi'de little red riding hood şu şekilde izah etmiş durumu;
"tez yazmam gereken zamani bilgisayardaki dosyalarimi duzenlemek, bulasik makinesini bosaltmak, kek-borek yapmak, camasirlari yerlestirmek, internetten dizi izlemek gibi eylemlerle gecirmemin afili adi. hayir tez yokken de boyleydim ben. is hayatimda, ozel hayatimda, hatta hobilerimde bile. bir isi yapmaya baslardim. onu yaparken baska seyleri de aradan cikarirdim. esas is geri plana atilmis demezdim, ayni zamanda bissuru is bitirdim diye sevinirdim. oda mi toplanacak? yataktan basla, sonra dolaba yonel. aaa o sirada sehpada fotograflari gor, hoop yataga oturup fotograf bakmaya basla. sonra onlari albume dizmeye karar ver. uzun surecegini dusunup vazgec ama bu arada ortaya sacilmis aksesuarlari toparla, kutulara koy. o arada bir arkadasin hediyesi yuzugu gor, arkadasi ozle, git onu ara. sonra odaya don. kirlileri banyoya goturdugunde lavaboyu ovmaya niyetlen. onu yapmak icin deterjani alirken..... offf daha gider bu. oysa butun bu saykallanmalar boyunca, bir kere bile gecikmedim. hayatimin her doneminde yetismesi gereken bir sey, yetismesi gereken zamanda yetisti. halbuki cok onceden bitirilip, aksilik cikabilir korkusu olmadan, kafa rahat diger ugraslarla ilgilenilebilirdi. (misal yuksek lisans tezimi teslim etmem gereken gunun sabahi saat 5'te basmaya basladim. elektrik kesilir, yazici bozulur diye dusunmedim.) kendimi hep "stres altinda daha verimli calisiyorum" gorusune inandirdim. simdi ise "zaman baskisi olmasa aslinda cok rahat ederdim" diyorum. yaman celiski... bir yandan da beynimin kivrimlari arasinda "cekirge bir sicrar, iki sicrar..." deyisi vinlamakta. herkesin planli, duzenli, titiz, hizli diye tanidigi biri olarak su gunlerde cektiklerimi anlatmam mumkun degil. bu procrastination yaninda yogun bir ic sikintisi ile dolasiyor. surekli sessiz varligiyla tedirgin ediyor ama merak baki kaliyor: nereye kadar? "
bu silsileyi hayatım boyunca o kadar yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum ki..
tembel olsan için rahat olur, ama bir procastinatörsen yapmadığın işten dolayı içinin içini yemesi, vicdan azabı insanı öldürüyor.
ama ona rağmen bir yaymacılık, adam sendecilik.
dert bende derman sizde anlayacağınız.
profesyonel tedavi almadan önce size yazayım dedim, belki yardımcı olabilecekler olur.
fix me dude!
öperins!
*ellen degeneres

7 yorum:

ceren dedi ki...

acaba bu durumun rüyada geçen hali de var mı?zira ben bazen rüyamda bir şey yapmak istiyorum ama onu yapayım derken devamlı araya bir şeyler giriyor, ölüyorum onu yapmak için ama yapamıyorum, yapmıyorum falan.değişik geldi şimdi okuyunca.

Adsız dedi ki...

su anda tez yazma asamasinda olan ve her gun sayfalarca yazma hayaliyle yatip ertesi gune bi kac cumlecik yazabilen profesyonel bi procrastinationciyim. ben de gecen sene bendeki durumu ayni nedenlerle arastirmaya baslamis ve bu tanimi bulmustum. hatta bi eksi sozluk yapmistim zaten asil yazma amacim orda yazan su cumleyi aktarmakti: cok sey isteyip hic birsey yapamamak: beyinle gotun koordineli calismamasi sonucudur.
ha procrastination kelimesini tespit ettim, arastirmalar yaptim kitaplar indirdim vs bise degisti mi dersen maalesef..bak aha gene bloglarda fink atiyorum onu astim yorum bile yaziyorum aferin bana >.< *vir vir konusan ic sesi bastir*
-arzu-

vintage peony dedi ki...

Ayynı ben.
Napiciz peki kuzum??

noraashira dedi ki...

Aynı dertten muzdaribiz allem, bende de bu hastalıktan var, ve bence tedavisi yok bunun :)

pinksatellite dedi ki...

biri beni de tedavi etsin yahu :/ makale okumam gerekirken mutfakta yemek yaparken buldum kendimi, ordan hoop çamaşır makinesine çamaşır koy fatura yatırmaya çık vs vs vs. ahh allecim ahh :)

Gizem Mizem dedi ki...

http://gaianinkizi.blogspot.com/2009/12/procrastination.html

hoşgeldiiiiin :D

Allegra'nde dedi ki...

@ceren: rüyada olan sayılmaz. gerçek olmalı :)

@arzu: :))) ne güzel yazmışsın yahuu, bayıldım :)

@vintage,nora,pinky: devasını bulur bulmaz bir rehabilitasyon topluluğu kurup hepinizi elden geçireceğim nihahahy.

@gizem: 1 yıl karlısın benden, ama sonuç yok maalesef değil mi? :))))